İSLAMİ GÜN VE GECELER
Aşure, orijinali "Aşura",
Arapça’da 10 manasına gelen "
aşara" kelimesinden türemiştir.
Türkçe'ye ise
Arapça'dan geçmiştir. Sözcüğün
Sâmî diller arasında ortak bir sözcük olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, sözcük (ve gün)
Musevilik inancında
Büyük Kefaret Günü için kullanılmıştır
[1].
Hüseyin ibn Ali ve beraberindeki 72 müslüman hicri 61. senesinin
Muharrem ayının onuncu gününde (
10 Aralık 680)
Yezid'in emriyle günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra öldürüldükleri için o güne “Aşura Günü“ denilmiştir.
Hazreti Muhammed (s.a.v.) bu günde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Ayrıca Musevilerin de bu günü oruçla geçirdikleri için, Aşure gününden bir gün önce veya bir gün sonra da oruç tutmayı önermiştir.
Berat Kandili (Berâet Kandili), (
Arapça: ليلة منتصف شعبان )
İslam dininde kutsal kabul edilen gecelerden biridir.
Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gecesi Berat gecesidir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda
II. Selim'den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almıştır.
Berâet, temize çıkma anlamına gelir. Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle mübarek gece; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle Berat gecesi ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de Rahmet gecesi gibi adlar da verilmiştir.
Müslümanlar bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi olduğuna inanır. Bu konuda
Resul-u Ekrem şöyle buyurmuştur:
"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur." (İbn Mâce)
[kaynak belirtilmeli]
Ayrıca, Berat gecesi, Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna "inzal" denir. Kadir gecesinde ise Peygambere ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da "tenzil" denir.
Hicri Yılbaşı, (kameri)
hicri takvime göre
Zilhicce ayının son gecesini
Muharrem ayının birinci gününe bağlayan zaman dilimidir. İslami takvime göre bir sonraki güne saat 00:00 da değil güneş batması ile (akşam ezanı) geçilir. Bu zaman dilimi ay takvimi esaslı olduğu için bir sonraki hicri yılbaşı 11 ya da 12 gün daha erken bir tarihe denk gelir. Muharrem ayı,
Zilkade,
Zilhicce ve
Receb ile beraber
Kur'an'da kıymet verilen dört haram aydan biridir. Bu aylarda barış içinde yaşanması, savaş yapılmaması ile ilgili İslam öncesi ve sonrası kurallar mevcuttur. Muharrem ayı,
hicrî kamerî yılın birinci ayıdır ve genellikle
Şii müslümanlar tarafından Muharrem ayının 10. günü
Aşure Günü olarak kutlanır.
Peygamberimizin Doğumu için kullanılan terimler.
- Mevlid en-Nebi (çoğulu el-Mevlid) Peygamberin doğumu (Arapça)
- Milad en-Nebi Peygamberin doğumu (Arapça/urduca)
- Mevlid-i Şerif Mübarek doğuş (Türkçe)
- Mevlid-i Şerif Mübarek doğuş (Urduca)
- Eyd el-Mevliden -Nebevi Peygamberin doğum Kutlaması (Arapça)
- Eiyd-e-Milad-un-Nebi Peygamberin doğum Kutlaması (Urduca)
- Yevm un-Nebi Muhammed'in günü (Arapça)
- Mevlid er-Resul Allahın elçisinin doğum günü (Malay)
Bu terimlerin çoğu Arapça ve-le-de (V-L-D) kökünden gelmektedir. Anlamı "doğum vermek, yapmak, veya yaratmak"
Miraç gecesindeki yolculuğun ruhsal bir deneyim olduğu tezine karşı
Schimmel gibi bazı araştırmacılar ayette kulunun ruhuyla değil, ‘kuluyla birlikte’ seyahat ettiği belirtilmesini sunmuştur. Bazı İslam âlimleri de
Burak adlı bineğin kullanılmasını Miraç'ın tamamen ruhsal bir deneyim olamayacağına kanıt olarak göstermişlerdir.
[1]
Miraç’ta kendisine sunulan şarap, bal ve süt dolu üç bardaktan süt bardağını tercih ederek sütü içmiştir. Bu sebeple Anadolu'da çoğu yerde bu gecede süt içme ve dağıtma geleneği olduğu ifade edilmektedir. Bazı yerlerde tatlı da yapılır ve dağıtırlır.
Konya'da bu geceye “süt gecesi” de denilmektedir.
[2]
Beş vakit
namaz, bu gecede farz kılınmış, Bakara suresinin iman esaslarını ve dua cümleleri içeren son 2 ayeti tebliğ edilmiş ve
şirk koşmayan herkesin cennete gireceği müjdesi verilmiştir.
[2] Bu günde genelde Müslümanlar dua eder,
tesbih çeker ve
Yasin Suresi'ni okurlar, veya camilerdeki programlarda yer alırlar.
Bu olayın bahsi İslam'ın kutsal kitabı
Kuran-ı Kerim'de
İsra ve
Necm Surelerinde geçer. "Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir." (İsra :1)
Regaip Kandili veya
Regâib Kandili Hicri takvimin Receb ayının ilk
Cuma gecesine denk gelen kandil gecesidir. Kökü "arzulamak, meyletmek" anlamlarına gelen
regâib sözcüğü
Kur'an'da geçmez. İslam kültüründe diğer kandiller gibi önemli bir yeri olan kandilde İslam peygamberi
Muhammed'in iki
rekat namaz kıldığına ilişkin çeşitli rivayetler vardır. Her sene Recep ayının ilk perşembesini cumaya bağlayan gecesidir.
[1]
Regaip Kandili doğrudan Kur'an kaynaklı olmasa da dinî kültürde zamanla büyük kutlamalarla kutlanmaya başlanmış ve kendisine burada önemli bir yer edinmiştir. Klasik dinî kültürün yanı sıra
tasavvuf geleneği ve kültüründe de bu kandil diğer kandiller gibi önemli bir yere sahiptir ve büyük kutlamalarla kutlanır.
Kadir Gecesi (
Arapça:
لیلة القدر lailatu'l Qadr),
İslam dinine göre,
Kur'an'ın
vahiy yoluyla İslam peygamberi
Muhammed'e gönderilmeye başlandığı gecedir.
Kadir gecesinden Mekke devrinde nazil olan ve
Kur'an'ın doksan yedinci sûresi olan beş ayetlik
Kadr Suresi (Arapça: سورة القدر )'nde bahsedilir. Bu surede Kur’an’ın indirildiği kadir gecesinden bahsedildiği için bu sureye Kadir Suresi denmiştir. Kadr, 'azamet' ve 'şeref' demektir.
[1] Kadir Suresinde Kur’an’ın kadir gecesinde indirildiğinden, kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğundan, kadir gecesinin rahmet ve berekete vesile olduğundan, bu sebeple insanlık için taşıdığı değerden bahsedilir.
Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, Ramazan'ın yirmi yedinci gününün gecesinde olma ihtimali yüksektir.Hz. Muhammed(S.A.V) Kadir gecesinin hangi gece olduğunu kesin şekilde belirtmemiş, ancak;
"Siz Kadir gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" [2] demiştir.
Kadir Gecesi, İslam alemine göre çok hayırlı ve mübarek sayılan bir gecedir. Kur'an'da kadir gecesi şöyle tanımlanmıştır:
"Doğrusu biz Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler.O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir."[4]
İnnâ enzelnâhu fi leyletil kadr. Ve mâ edrâke mâ leyletül kadr. Leyletülkadri hayrun min elfişehr. Tenezzelül melâiketü verruhu fiha biizni rabbihim min külli emr. Selâmün hiye hatta madla'il fecr. [5]
Kurban Bayramı ve Rü'yet-i Hilal [değiştir]
Kurban Bayramı İslam ülkelerinde Rü'yet-i Hilal meselesi yüzünden aynı günde kutlanamamaktadır. Aslında İslam'da Kutsal ayların hilalle başlaması gibi dinî bayramlar da hilalle başlar . Bu yüzden hilalin gözetlenmesi (rü'yet) önemsenir. İslam ülkeleri kendi aralarında Rü'yet-i Hilal Komiteleri oluşturulmuş olup bununla farklı tarihlerde Kurban bayramı kutlamalarının önüne geçilmek istenmektedir.
Türkiye'nin Diyanet İşler Başkanlığı, Kurban Bayramı uygulamalarında ikililik yapmaktadır. Mesela 2007 Kurban Bayramı arefesinde hacda Arafat'ta vakfeye durulurak diğer İslam ülkelerine ve "hac arafattır" hadisine uyulmuştur. Fakat Türkiye'de başka ülkelerin bayram yaptığı gün arefe olarak kutlanmıştır.
Ramazan Bayramı ve Rü'yet-i Hilal [değiştir]
Ramazan ayın hilalinin görülmesiyle Ramazan ayı başlar ve 29 -30 gün sonra, Ramazan ayının hilalinin gözükmesiyle Ramazan ayı biter ve Ramazan Bayramı başlar.